Herkes uzay teknolojisi deyince özellikle Aya gitmek, Marsa gitmek gibi aktiviteleri anlar. Doğal olarak toplumun önemli bir kesimi bunu desteklerken, küçük sayılmayacak bir bölümü de uzay araştırmalarına harcanan parayı gereksiz bir harcama olarak görmektedir. Hatta en son olarak çevre aktivisti Greta Thunberg bile uzay araştırmaları için yapılan harcamaları eleştirmiştir. Toplumun bazı kesimlerindeki bu duruş ister istemez uzay araştırmalarına ve çalışmalarına gerek kamusal gerek özel sektör bazında harcanan paraların sorgulanmasına ve hatta azalmasına yol açmaktadır. Tabii öncelikle çevre aktivistlerinin eleştirilerine cevap vermek gerekirse, burada özellikle küresel ısınma, ormanların azalması ve kirliliğin çevreye etkileri gibi alt başlıklarda birçok bilgiye sahip olmamızın en büyük nedeni uydular aracılığı ile yapılan uzaktan algılama çalışmalarıdır. Zaten uydulardan sürekli alınan datalar olmasa çevre felaketlerinin tam boyutu bilinemeyeceği gibi bunları önlemek, azaltmak veya bertaraf etmek için gereken adımlarında tam bilinemeyeceği aşikardır. Dolayısıyla bugünkü uzay teknolojileri, insanlığın çevre felaketleri ile daha efektif mücadele etmelerini sağlamaktadır.
Bunlara ek olarak daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz şekilde uzay teknolojileri sayesinde günlük yaşamımızda da birçok kolaylıklar meydana gelmektedir. Örneğin mutfaklarda kullandığımız mikrodalga, hastanelerde teşhis amaçlı kullanılan MR cihazı, evlerde kullandığımız LCD monitörler tamamen “uzay çalışmaları” türevlerinden elde edilmiş teknolojilerdir. Buna ek olarak yangın söndürme kimyasallarında birçok gelişmeler, bazı yeni tür antibiyotikler de uzay çalışmaları sonucunda elde edilmiştir. Dolayısıyla bugün sahip olduğumuz konforların ve teknolojilerin temelinde uzay teknolojileri yatmaktadır ve tüm herkes bu teknolojileri aktif olarak kullanmaktadır. Ayrıca yapay zekâ, robotik, ve telekomünikasyon sektöründeki bazı inovasyonların temelinde uzay teknolojileri çalışmaları yatmaktadır ve sürücüsüz kamyon ve nakliye araçları gibi projelerde uzay teknolojilerin ayak izleri net bir şekilde görülmektedir.
Tüm bunlara ek olarak bugün uzay çalışmalarının ve uzay teknolojilerinin finans sektörünede önemli bir etkisi vardır. Mesela, özellikle Hindistan’ın kırsal bölgelerinde ve Asyada bir çok kırsal bölgede, ATM cihazları VSAT denilen mini uydu istasyonları ile sisteme bağlanmakta, yapılan işlemleri takip edebilmekte ve merkeze aktarabilmektedir. Tüm dünyada finans sisteminin birbirine bağlı olduğu düşünülürse uzay teknolojilerinin katkısı burada daha net anlaşılabilir. Büyük banka merkezlerinde kullanılan veri aktarma merkezlerinde çoğu zaman global aktarımlar uydular üzerinden yapılmakta ve yedeklenmektedir. Ayrıca finans sektörüyle içi içe olan lojistik sektörü de zaten tamamen GPS uydularından alınan verilerle global nakliye işlemlerini yerine getirmektedir. Bugün GPS uyduları olmasa, tüm dünyadaki kara, hava, ve deniz nakliyelerinin etkileneceği aşikardır. Daha önceki yazılarımızda bahsedildiği üzere uzay teknolojilerine ve araştırmalarına harcanan bütçeler oldukça ciddi miktarlara ulaşmıştır ve dünyadaki global hasılanın ciddi bir kısmı da bu bütçelerden etkilenmektedir. Hatta uzay sektörüne harcanan para, özel sektörde ihracat kalemine dönüşmekte ve kamu sektöründe de ekonomik anlamda bir uyarıcı ve destekleyici etkide yaratmaktadır.
Yazarında içinde bulunduğu birçok bilim adamı Göbeklitepe’deki ilk yerleşim birimindeki insanlığın başlangıcını ifade edebilecek bir zaman diliminden beri uzaya olan merakın çağlar boyunca insanlığın ilerlemesinde bir dinamo görevi gördüğünü söylemektedirler. Bugünkü modern bilimin temellerini oluşturan birçok bilimsel kural ve prensip ta Azteklerden, Sümerlilerden, eski Yunanlılardan beri uzay merakı olarak karşımıza gelmektedir. İzafiyet Teorisi gibi birçok kavramın oluşmasında da uzaya olan merak önemli bir rol oynamıştır. Bu yüzden artık Uzay Bilimleri ve Teknolojileri çalışmalarının gerek kamusal, gerek özel sektörde artık daha fazla önem görmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca Türkiye’nin dünya liderleri arasındaki yerini alabilmesi için uzay teknolojilerine çok daha fazla önem vermesi ve bu konuda aktif çalışma yapan ülkelerin başında gelmesi gerekmektedir
Add Comment